Nafaka, boşanma davası devam ederken ya da boşanma kararı verildikten sonra eşin ve-veya müşterek çocukların maddi yoksunluğa düşmemeleri için, mahkemece hükmedilen ve eşlerden birinin maddi gücü oranında sağladığı yardımdır.  

Yoksulluk nafakası almasına hükmedilecek eşin ya kusursuz ya da diğer eşe göre daha az kusurlu olması ve gelirinin diğer eşe göre daha düşük olması gerekir. Nitekim T.C. Yargıtay 2. HD 2021/8115 E., 2021/7398 K. sayılı bir kararında; Dairemizin 2019/6782 Esas, 2019/11664 Karar sayılı ilamıyla; “Davalı-karşı davacı kadının sosyal güvencesi olan bir işte çalıştığı, düzenli gelirinin bulunduğu ve davacı-karşı davalı erkek ile gelir düzeylerinin birbirine denk olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi koşulları oluşmadığı halde, davalı-karşı davacı kadın yararına yoksulluknafakasınakarar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir”demiştir. 

Bu kararın dışında T.C.  Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2415 E., 2021/347 K. Sayılı kararında “Her ne kadar mahkemece yüksek miktarda geliri ve mal varlığı olduğu gerekçesiyle kadın eşin tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; TMK’nın 197. maddesinin evlilik birliğinin yüklediği hak ve yükümlüklere aykırı davranan eş hakkında hâkim müdahalesinin düzenlendiği özel bir hüküm olduğu, maddenin asıl amacının evlilik birliği devam eden eşler arasında birlikte yaşamaya ara verilmesi hâlinde haksız olan eşin haklı olan eşe karşı birlik yükümlülüklerini yerine getirmesinin sağlanmasını hedeflediği, açıklanan tüm bu sebeplerle tarafların ekonomik ve sosyal düzeylerinin, davanın kabulü noktasında değil ancak takdir edilecek nafakanın miktarında önem arz ettiği dikkate alınarak mahkemece kadın eş yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekir….”şeklinde bir içtihat oluşturarak özetle ; “Kadın eşin yüksek miktarda geliri ve mal varlığı olsa bile uygun miktarda tespit edilecek  tedbir nafakasında hükmedilmesi gerekir.” Demiştir. 

Mahkemece hükmedilen nafaka ödenmediği takdirde icra yoluyla ödenmesi sağlanabilmektedir. İcraya koyabilmek için mahkeme ilamının olması gerekmektedir. Aksi takdirde taraflar arasında mahkeme nezdinde yapılmamış anlaşmalar nafaka alacağı kapsamına girmemektedir.  

Ülkemiz hukuk sisteminde dört çeşit nafaka türü bulunmaktadır. Bu nafaka çeşitleri: Tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve yardım nafakasıdır. 

Tedbir nafakası boşanma davası devam ederken dava kesinleşinceye kadar ödenecek olan nafaka türüdür. Yargılama süresince iştirak nafakasının da yoksulluk nafakasının da tedbir nafakası olarak ödenmesine karar verilir. Yargılama devam ederken değişen ekonomik koşullar nedeniyle nafaka alacaklısı ödenen nafaka miktarının artırılmasını talep edebilir. Mahkemenin hakimi, sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucu gelene kadar tedbir nafakasına ilişkin bir karar vermeyebilir. Tedbir nafakası dava sonuçlanıncaya kadar verilir. 

İştirak nafakası ise velayet hakkı kendisine bırakılmayan anne-babanın, çocuğun bakımı, eğitimi, sağlığı ve zorunlu giderlerine ekonomik durumu doğrultusunda katılması amacıyla çocuk yararına hükmedilen nafakadır. Bu nafaka, anne ve babanın çocuklarına bakma yükümlülüğünün bir sonucudur. İştirak nafakası müşterek çocukların 18 yaşını doldurmasıyla sona erer. 

Yoksulluk nafakası boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek tarafa, boşanmada kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer tarafça ödenen nafakadır. Yoksulluk nafakası eşlerden biri ölünce, nafaka alacaklısı olan eş bir başkasıyla evlenince veya nafaka alacaklısının yoksulluk durumu ortadan kalkınca sona erer. Ayrıca süresiz nafaka denilen nafaka bu türün ürünüdür. yalnızca 2 ay ve hatta 1 hafta dahi sürmüş olan evliliklerin sona ermesi akabinde ömür boyu diğer eş için yoksulluk nafakası ödenmesi söz konusu olabilir. 

Yardım nafakası  üstsoy, altsoy ve kardeşlerden, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek kimse tarafından bu nafakanın talep edildiği davadır. Bu davada davacı nafaka alacaklıdır. Davalı ise kanunen nafaka yükümlüsü olan hısımlardır. Yardım nafakası ise yardıma muhtaç olma durumu ortadan kalkınca sona erer. 

Nafaka ödememenin cezası tazyik hapistir. Kanunda ‘’Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.’’ diye geçer.  

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 01.06.2017 Tarih, 2017/3263 Esas, 2017/5197 Karar 

Dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında görülmekte olan boşanma davasının 16/04/2014 tarihli ara kararı ile davacı ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedildiği, yapılan yargılama sonucunda nafaka alacağının dayanağını oluşturan Ayvalık 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/712 esas sayılı dosyasının boşanma ile sonuçlanarak anılan nafakaların iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin Ayvalık 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/10/2014 tarihli ve 2013/712 esas, 2014/383 sayılı kararının 27/11/2015 tarihinde kesinleştiği, incelemeye konu dosyada suç tarihinin ise 2016 yılı mart ayı olduğu, benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18/02/2013 tarihli ve 2012/14143 esas, 2013/1624 sayılı kararında da değinildiği üzere, şikayet tarihi itibariyle boşanma ilamı ve bununla hükmedilen iştirak nafakasına dair ilamın kesinleşmiş olduğunun, eşe ve çocuklara önceki ilamla verilmiş olan tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile son bulacağının (4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 197-169. maddeleri), bu ilama dayanılarak yapılmış ek bir talep ve gönderilmiş yeni bir icra emri bulunmadığının, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ise ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağının anlaşılması karşısında, sanığa isnat edilen suçun oluşmadığı nazara alınmadan, beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği…